24 Aralık 2012 Pazartesi

geçen gün rüyamda hamileydim. çocuğum tek gecelik bi ilişkidendi ama ya ondansa diyodum. gözde de aman ondansa nolucak nasıl olsa tek büyütüceksin dedi. haklsın dedim güldüm. koca göbeğimle ranza tepesine çıkmaya çalıştım ama mutluydum.
ertesi gece voldemortun katili oldum. furkan saplıycaktı bıçağı çünkü bizi çok ıssız bi yerdeki bi evde tutuyodu zorla ve bizle kahvaltı ediyodu. furkan yapamayınca bıçağı aldım sağ göğsüne sapladım. dedim salak nazlı öyle ölmez ki. sonra 5-6 defa sol göğsüne sapladım. sonra baktım azcık kıpraşıyo garanti olsun diye boynunu kestim. selma kan gördün mü dedi yok görmedim dedim. o zaman rüya bozulmamış bi gerçekliği olucak dedi. onu öldürücem ya o olabilir, dedim.
ondan sonraki gece de yurttaydım yine. her yer karanlıktı. gözümü açamıyodum. okul bitmek üzereydi böyle herkes gidiyodu sanırım. o geldi. dur kalkma dedi. yanağımdan öptü. ben gidiyorum hoşça kal, dedi. bavulunu aldı ve gitti.
ben gidiyorum hoşça kal.
ben gidiyorum hoşça kal.
ben gidiyorum hoşça kal.
özgüne göre bilinçaltımdan çıkışını simgeliyo bu.
umarım özgün haklıdır.

11 Ekim 2012 Perşembe

sanırım çok fazla seviyorum. benim için endişelensin, önemsesin diye başımı belalara soktum. kızdı çok. umursar gibi değil, umursamadığını belli ede ede. ama anladım ki salak olmaya devam edersem kaybederim. iyi oluyorum artık. yanımda kalmasını sağlıycaksa iyi olurum. kişiliğimi değiştiriyor sanki yavaştan. kendine zarar veren bi insandım, bunu değiştiriyor işte. iyi olmamı istiyorsan olurum dedim, iyi olmak kişinin kendisiyle alakalı dedi. yani zerre umursamıyor ama böyle salak bi triplerdeyim. anladın mı? gitmesin. gitmesin çünkü. sanki biraz düzelmeye başladı. resmen 'işler düzelmeye başlamadan önce en kötü halini alır' hayat felsefem oldu. gözlerim acıyor. bir haftadır üzülüyorum. geçen sene bu kadar üzülmemiştin, seni çok mu boş bıraktık dedi tuba. geçen sene de çok üzülmüştüm. demek şimdi daha çok. o çok başka çünkü. başımı belaya soktuğum çocuğun yüzünü hatırlayamıyorum bile, onunki aklımdan çıkmıyor. bıkmadan istiyorum. hep istiyorum. sadece onun olmak istiyorum. kendimi ona adıyım. kendimi ona veriyim. onun yanında çıplak kalırım ve hala rahat olmaya devam ederim. öyle kocaman güveniyorum. en ufak kuşku olmadan. onu ne kadar çok istediğimi düşündüğümde başkalarını istemiyorum. bunlar da geçici belki. ama şu an elimizde bunlar var. başka da bi şey yok. düşünemiyorum.

20 Eylül 2012 Perşembe

birini kaybetti ve derinden sarsıldı.
insanlarla ilişkisini kesme kararı aldı. ben dahil değilim neyse ki. beni de kaybedecek diye düşünüyor. buna çok inanıyor.
şimdi anlıyorum.
"herkesi aynı anda yaşamak istiyosun."
gardını düşürdü biraz ama yerine etinden kopara kopara daha sağlamlarını yaptı.
içerde kalmak için dua ediyorum.
sırtına sarılmışken saçlarını okşadığımı hissetsin istedim. istedim ki benim gitmeyeceğimi bilsin. bi parçası koptu. ama ben beni daha büyük bi parçası haline getirsin. ben koparmam çünkü. ben iyi yapmaya çalışırım.
istedim ki bunu bilsin, bana güvensin.


19 Eylül 2012 Çarşamba

kabullen artık. bitti. bittiğini gör.
biten sensin. benim. ilerleyemiyoruz. sanırım kendimi kesmeyi gerçekten deniycem. başkasına aşık olduğunu görmektense ölmeyi tercih ederdim. etseydim. şimdi ölüyorum. ölmekteyim.
istediğin her şeyi yaptığım bi noktadayım. sense istemeyi bitirmiyorsun. istiyorsun. sürekli istiyorsun. istediğini alıyorsun ve yüzüme bakmıyorsun.
yüzüme baksana biraz. ben içime içime ağlıyorum. içime içime uyuyorum. içime içime yaşıyorum.
istediğin her şeyi yapıyorum allahın cezası, hala gelmiyorsun. yanlış yapıyorum, kuralına göre oynayamıyorum. bacaklarım üşüyor diyorum, umursamıyorsun. sanırım bunu hep ben seçiyorum.
ürperdin. gidip başkasını öpsem, gidip başkasıyla yatsam umrunda olmıycak. nefret ediyorum bundan. senden. kendimden. "sana karışan mı var" diyorsun. bana karışan olmadığından bu haldeyim. bana bi karış ya. birbirimize karışalım. dolanalım. parmaklarım saçlarıma karışsın. ama böyle kaybolmama izin verme çünkü ben kaybolduğumda,
fazla kayıp oluyorum.

18 Eylül 2012 Salı

cumartesi günü istanbula yerleşicem. 

"istanbulda ölürüm diye çok korkuyorum." demişti hande. aslında aynısı bende de var. otobüsleri ya da ara sokakları çok tehlikeli değil mi ama? şok cihazı alıcam ama adam 40 lira dedi biz de "NAHAHA" dedik. 

üstünle buluşmak istiyorum ama bi daha buluşalım demem. yine ekilirim çünkü. sanırım hiç buluşamıycaz. e ölelim o zaman. ben bayadır ölüyorum zaten.

 irem de gitti. irem. ankaraya gitti. bazen acaba istanbul dışında bi yer düşünseydim nasıl olurdu diye düşünüyorum. ankara mesela. ya da izmir. yaz dışında çok güzel yer izmir. istanbul diye bi şey olmasaydı düşünebilirdim. 

istanbul dışında bi yer olsaydı muhtemelen tuba'dan da uzak olurdum. olmazdı. şimdi bi sene uzak kalıcaz yine, nasıl olacak bilmiyorum. bütün yaz iki 'ay ileri saralım lütfen' falan dedim ama sonunda '1 sene ileri sarabilir miyiz' demekten korkuyorum.

zarar ziyan hep.
böyle bi şey varmış. güzelmiş. gizliymiş. hadi öptüm. (denemeydi)